Cânım kâri, görmek bir şeye hudut koymaktır belki. Ya görmeden yaşayanlar, bizim anladığımız gibi dünyayı anlamayanlar? Hem görmek için illa göz mü gerekir ki? Bence hayır. Bazıları bakmasa da görür, gözleri görmese de bilirler...
...
Hayal mi gerçek; gerçek mi hayal kestiremediğim zamanlarım oluyor benim de. Ve bazı şeylerin hayali güzel kendisi değil, biliyorum. Bu kez kendi hayal ettiğim birinin hayalleriyle kuruyorum cümlelerimi ben. Kitabı okuyup da bitirdiğinde ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksın. Ama şimdiden söyleyeyim ki hayal gerçek gibi değil, sınırı, saati, yeri ve hududu yok. Belki de bunun için güzel ve hayali olmayanlar bunun için eksik belki de...
...
Bu hikâyeyi uzun zamandır taşıdım gönlümde. Zaman geçtikçe unuturum sandım ama unutmadım. Her defasında yeniden ve yeniden hatırladım. İçimizde her vakit var olan birinin dilinden, kibrin dilinden bir derdi anlatmak için düşürdüm gönlümü bu satırlara. Kibrim galip gelmesin diye kendimi onunla anlattım. Hayal ettim ve hayalime inandım.
Hem yaşadığımız her şey bir rüya ise ve biz ismine "hayat" diyorsak?